10 Soruda İstinaf Mahkemeleri | Yrd. Doç. Dr. Halit Korkusuz

20 Temmuz 2016 tarihi itibarıyla yargıda istinaf dönemi başladı. Kamuoyunda İstinaf Mahkemeleri olarak adlandırılan bölge adliye ve bölge idari mahkemeleri hakkında merak edilen birçok soruyu Türkiye Hukuk için İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Halit Korkusuz cevapladı.

1. İstinaf mahkemeleri uygulamasını kısaca anlatır mısınız?

İstinaf mahkemeleri bir yandan Yargıtay’ın iş yükünün azaltılmasını ve dolayısıyla asıl hüviyetine kavuşmasını sağlayacak (içtihat makamı) öbür taraftan da belirli meblağın altında olan kararların bir an evvel kesinleşmesi ve tarafların mağduriyetlerinin azaltılması amaçları kapsamında kurulmuştur.

2. 20 Temmuz’da göreve başlayan İstinaf Mahkemeleri’nin hukuki anlamda vatandaşa faydaları neler olacak?

İstinaf mahkemelerinin kurulmasıyla birlikte hem daha hızlı ve etkin inceleme söz konusu olacak hem de belirli meblağın (25 bin TL) altında olan uyuşmazlıklar hakkında Yargıtay’a gidilemeyecektir. Bu anlamda istinaf incelemesinde bu dosyalar kesinleşecektir.

3. Bu mahkemelerde görev yapacak kişilerde özel bir eğitim gerekli mi?

Hukuki uyuşmazlıkların esası hakkında herhangi bir eğitime gerek yok. Zira burada görev yapacak olanlar yerel mahkemelerde yıllardır tecrübeli olan hakim-savcı ve kalem çalışanlarından oluşmaktadır. Ancak usul hakkında eğitim ihtiyacı bulunmaktadır. Bu anlamda gerekli eğitimler zaten şu ana kadar bakanlık bünyesinde verilmiştir.

4. İstinaf mahkemesine gitme koşulları nelerdir?

Miktar veya değeri 1.500 yüz Türk lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Buna göre istinafa başvurabilmek için miktar ya da değerinin 1.500 Türk lirasını geçen mal varlığına ilişkin kararın olması gerekmektedir. Ayrıca alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda 1.500 Türk liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.

5. İstinafa başvurabilmek için aranan 1.500 TL’lik sınır nasıl belirlenir?

Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 1.500 Türk lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Yani taraflardan birinin talebinin kabul edilmeyen kısmı bu rakamı geçtiği takdirde istinafa başvurabilir. Örneğin, üç bin TL’lik bir alacak davasında, mahkeme tarafından iki bin TL’ye hükmedildiği takdirde sadece davalı istinaf yoluna başvurabilir.

6. Katılma yoluyla istinaf mümkün mü?

5. maddede verdiğimiz örnek çerçevesinde aslında istinafa gitme hakkı olmayan taraf, istinafa gitme hakkı olan tarafın istinaf dilekçesinin kendisine ulaştığı tarihten itibaren cevap süresi içerisinde “katılma yoluyla istinaf” hakkına sahiptir.

7. İstinaf mahkemelerinin kararlarına karşı temyize gitmenin şartları nelerdir?

Miktar veya değeri 25 bin Türk lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin istinaf mahkemelerinin kararları kesindir. Buna göre temyize başvurabilmek için miktar ya da değerinin 25 bin Türk lirasını geçen mal varlığına ilişkin kararın olması gerekmektedir.

Böyle bir hüküm getirilmesinin amacı, miktar veya değeri yirmi beş bin Türk Lirasını geçmeyen davaların uzamasını engellemek ve bir an evvel bunların kesinleşmesini sağlamaktır

8. Temyize başvurabilmek için aranan 25 bin TL’lik sınır nasıl belirlenir?

Bu sorunun cevabını birkaç maddeyle sıralamayı daha uygun görüyorum.

  • Alacağın bir kısmı dava edilmiş olsa bile yirmi beş bin liralık sınır, alacağın tamamına göre belirlenir.
  • Alacağın tamamı dava edilmiş fakat asıl talebin kabul edilmeyen bölümü kesin sınırın altında olduğu takdirde ilgili tarafın temyiz hakkı yoktur. Görüldüğü üzere temyiz edenin yararının belli bir sınırı aşma şartı aranmaktadır. Örneğin asıl alacak 40 bin TL yerel mahkeme tarafından verilen kararda 20 bin TL’nin kabulüne 20 bin TL’nin de reddine karar verildiği takdirde hem davacı tarafın hem de davalı tarafın asıl taleplerinin kabul edilmeyen bölümü kesin sınırın altında olduğundan dolayı iki tarafın da temyiz hakkı bulunmamaktadır.
  • Karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde kabul edilmeyen talebi kesin sınıra ulaşmadığından dolayı temyiz hakkı bulunmayan tarafın da düzenleyeceği cevap dilekçesi ile kararı temyiz etme hak ve imkânı bulunmaktadır. 40 bin TL’lik bir alacak davasında mahkeme 10 bin TL’nin kabulüne 30 bin TL’nin reddine karar verdiği takdirde davacı tarafın asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 30 bin TL davalı tarafın asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü ise 10 bin TL’dir. Dolayısıyla kural olarak sadece davacı tarafın istinaf kararına karşı temyiz hakkı bulunmaktadır. Davacı temyize gitmediği takdirde dosya istinafta kesinleşecektir. Ancak davacı temyize giderse, davalı taraf da temyize cevap süresi içerisinde “katılma yoluyla temyiz” hakkını kullanarak aleyhine tesis edilen 10 bin TL’nin bozulmasını talep edebilecektir.

9. İstinaf mahkemelerinin verdiği kararlara karşı kanunda öngörülen parasal sınırın olumsuz sonuçları olabilir mi?

Kanaatimce böyle bir sınırın getirilmesi isabetli olmuştur. Ancak bu sınırın altında olan kararlar hakkında temyize gidilemeyeceğinden dolayı bölge adliye mahkemelerinin verdiği kararlar kesinlik kazanacaktır. Bu anlamda İstanbul BAM kararı ile İzmir BAM kararları arasında Yargıtay denetiminden geçemeyeceklerinden dolayı ihtilaf olma ihtimali de azımsanmayacak kadar yüksektir.

10. 25 bin TL’lik sınır istinaf mahkemelerinin vermiş olduğu bütün kararlar hakkında uygulanacak mıdır?

İş Mahkemeleri Kanununda açık bir şekilde 5 bin TL’lik sınır öngörüldüğünden dolayı iş mahkemelerinin vermiş olduğu kararlara karşı istinaf incelemesinden sonra temyize gidebilmek için asıl talebinin kabul edilmeyen bölümünün 5 bin TL’yi geçmesi yeterli olacaktır.

İnfografik

istinaf_mahkemesi_infografik